“ İnsan eğitimle doğmaz, ama eğitimle yaşar. ” - Miguel de Cervantes

Başarı; doğru zamanda, doğru yerde ve doğru kişilerle birlikte gelir…

Başarı; doğru zamanda, doğru yerde ve doğru kişilerle birlikte gelir…

s-e9442ce309002bf592c4c45d2e20f1a57c1c933bBaşarı, rastlantılar zincirinin eseri değildir. Richard Bach’de eseri “Martı” da başarıyı ele almış. Bilindiği gibi martılar yaratılışları gereği hızlı uçamayan ve akrobatik gösterileri kolaylıkla yapamayan kuşlardır. Eser, Jonathan adındaki karakterin zaaflarını nasıl yendiğini anlatıyor.

Bach, “Bütün benliğinle hedefini düşünmen, orada olman demektir” ifadesini kullanırken, aynı zamanda başarının (TEOG / YGS-LYS ) ilk kuralını da bize göstermiş oluyor.

Türkiye’de herhangi bir alanda sınav kazanmak ve mezun olmak uzun ve zor bir yolculuğu bitirmek gibidir. Bir öğrencinin YGS ve LYS ‘de başarılı olabilmeleri ortaokul ve lise temellerinin sağlam olmasını gerekli kılar. Sağlam temeller üzerine kurulmuş pratik bilgiler, test çözme tekniği, konulara hâkimiyet başarı kapısının sonuna kadar açılmasını sağlar.

Türk öğrencisinin yapısındaki karakteristik özellikler büyük bölümünün başarısızlığında önemli paya sahiptir.  Biz bu sorunu, 8.sınıf itibariyle belirtileri görmeye başlayıp 12.sınıfın sonunda ise ancak anlayabiliyoruz. Daha açık konuşalım “Güven” duygumuzdaki sorunumuz. Güvenin, başarının yarısı olduğunu kabul edersek..!

Halen ortaöğretim ve liselerimizde verilmekte olan eğitim-öğretimin yeterli olmadığı apaçık bilinen bir gerçekliktir. Bu öğrenciler, kendilerine en uygun meslekleri seçmekte tereddüt içerisinde oldukları gibi genel olarak hiçbir bilgiye de sahip değiller. Bilgi çağındayız dediğimiz bu zamanda…  Geçmişte, sadece dershane rehberlik servislerinin sorunu çözmelerini beklemedik mi ? Bu ne kadar doğruydu?

Eskiden yeterli alt yapıyı önceki öğrenim dönemlerinde oluşturamayanlar, dershanelerde bu eksikleri gidermeye çalışmaktaydı. Dershanelerin asıl işlevi; önceden öğrenilmiş, bilinçaltına atılmış bilgileri bilinç düzeyine çıkarmak, test tekniğini kavratmaktır. Peki, gelinen süreçte bu böyle mi?

Okullarda kazanılan alışkanlıkların bazıları sınava hazırlık ortamında olumsuz sonuçlara neden olur. Kitap okuma ve ders çalışma alışkanlığı olmayan öğrencilerin bir soruya harcadıkları süre çok uzun olup okuduğunu anlama becerisinden de yoksundurlar. Bu alışkanlıklar ilköğretim 1,2 ve 3.sınıfta kazandırılması gerekmiyor mu?

Başka bir açıdan bakınca okullarımızda öğrencilerin kazanımlarına uygun bir eğitim-öğrenim verilmesi gerekmiyor mu?  Bunu ciddi bir şekilde planlı yapan kaç okul sayabiliyorsunuz? Şimdi düşünmeye başladığınız fakat kâğıdı elinize alıp 3 tane okul ismini yan yana getirebiliyor musunuz?  İşte o zaman tek başınıza kaldınız demektir. Bu sefer bireysel olarak takviye aldırmanız gerekmektedir. Peki kiminle, nerede, nasıl yapacaksınız? 

Sınava hazırlık dönemleri biyo-psiko-sosyal olarak bir geçiş dönemidir. Bu dönemlerde gençler sorumluluklarından sıyrılarak ilginç bir romantik dönemin etkisinde kalırlar…  Zaten başarısızlığın en büyük çeldiricisi bu süreç değil mi?

Başarısızlığın en önde gelen nedenlerini incelemeye çalıştık. Peki başarı için ne yapmalıyız? Sınava hazırlık sürecinde başarının pratik sırları için yeniden birlikte olacağız. Şimdilik, kulak verelim Bach Ustaya “Bütün benliğinle hedefini düşünmen, orada olman demektir.”

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir